in

ÇOCUKLAR İÇİN SONSUZ BİR TRAVMA:SAVAŞ

Tilbe Etker yazdı…

“Artık havalar iyice soğudu. Kuş sesleri duyulmaz oldu. Şimdi yalnızca, anasını ya da babasını, kardeşini yitiren çocukların ağlamaları duyulabiliyor.
Bizler, bir ülkesi ve umudu olmayan çocuklarız.-Dunja, 14”

Bu sözler, Eski Yugoslavya’da savaşı yaşamış; son on beş yılda savaş yüzünden yaşamını, sağlığını, anne/babasını ve umudunu yitirmiş milyonlarca çocuktan birine, Dunja’ya ait.

Günümüzde Savaş

Günümüzde barış yerine, sevgi yerine kullandığımız bir nefret biçimi aslında savaş. Bugünkü İsrail-Filistin savaşı ve hala devam eden ama unutulan Suriye iç savaşı, Ukrayna-Rusya savaşları gibi.

Türk Dil Kurumu için savaş: Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen çaba anlamına geliyor. Bu şeyi ortadan kaldırmak, aslında bir yandan çocukların mutluluklarını ve geleceklerini ortadan kaldırmak olarakta düşünülebilir.

Günümüzde geçmişte yaşanan savaşlar arasındaki tek fark teknolojinin gelişmişliği. Günümüzde teknolojinin katkısıyla geliştirilen akıllı bombalar daha çok sivil öldürüyor. Yönetenler, 2. Dünya Savaşı’nda da olduğu gibi bugünde çok sert ve acımasızlar. İnsanlar savunmasız bir hastaneye saldırıp, masum bir anne ve çocuğuna düşünmeden zarar verebiliyor. Peki neden 2. Dünya Savaşı’nda masum olan, herkes gibi insan olup sadece farklı bir dine veya ırka mensup olduğu için eziyet görüyor? Savaşın ve katliamın, masumlara zarar vermenin nasıl bir his olduğunu bilen İsrail, neden masumlara zarar veriyor?

Çocuklar ve Travma

2017 yılında, dünya çapında çocukların %23’ü sarsılma, dayak yeme ve dövülmeyi içeren fiziksel şiddete maruz kalırken, %36’sının tehdit, azarlama, aşağılama ve baskı uygulama gibi duygusal şiddet mağduru olduğu bilgisine ulaşıldı. Bu rakamlara göre dünya genelinde her 4 çocuktan 1’i fiziksel şiddete maruz kalıyor. Öte yandan bugünkü “uygar” dünyanın 85’ten fazla ülkesinde çocukların askere alındığı ve 35’e yakın ülkede 300 bin civarında çocuğun hâlâ hükümet ya da muhalif gruplar adına pek çoğunun ön saflarda asker olarak savaştığı, bazılarının ise casus, haberci, nöbetçi, hamal, hizmetçi olarak kullanıldığı utanılması gereken bir gerçektir. Savaş en çok çocukları etkiliyor aslında.

Savaşın çocuklar üzerindeki en büyük etkisi gelecekte ortaya çıkaracağı psikolojik travmadır. Çocuklar, en temel psikolojik ihtiyaçlarından biri olan güven duyma veya güvende hissetme duygusunu geliştirmeyi henüz tamamlamadıkları ve yaşadıkları çevreleri üzerindeki kontrolleri sınırlı olduğu için bu durum ortaya çıkardığı olumsuz psikolojik etkilere karşı daha hassas yapıdalardır. Bu tür travmatik olaylara dolaylı olarak maruz kalan çocuklar duygu durumlarını düzenlemek tek başlarına onlar için zor olur.

Temel İhtiyaçlar

Savaşın çocuklar üzerindeki etkisi sadece psikolojik değil fiziksel olarakta zorluyor. Çocuklar su bulma konusunda zorluk yaşıyorlar. Bir milyondan fazla çocuk su kriziyle karşı karşıya. Su kıtlığı aynı zamanda hamile kadınları ve bebeklerinde etkiliyor. Sadece su kıtlığı da değil aynı zamanda temiz su bulmakta çok zor. Su, gıda, tıbbi malzeme ve yakıt dahil olmak üzere insani yardım malzemelerinin güvenli, sürekli ve engelsiz olarak bölgeye ulaştırılmalı.

Peki ne yapılabilir?

Suriye Krizi 9. yılına girerken, 1,6 milyonu çocuk 3,6 milyonu aşkın Suriyeli, Türkiye’de geçici koruma altında bulunuyor ve Suriyelilerin yüzde 96’sı ülke genelindeki ev sahibi topluluklarda yaşıyor. Çocukların psikolojik olarak iyileşmesi zaman alınacaktır fakat bu iyileşmeyi en hızlı şekilde gerçekleştirebilmek için çocuklara acil yardım, eğitim, psikososyal destek sağlanabilir. Bu desteklerin sağlanması genellikle uluslararası yardım kuruluşları, yerel hükümetler, sivil toplum örgütleri ve gönüllü gruplar tarafından planlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

What do you think?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir