in , , ,

BİZ BU MOLAYI NASIL VERECEĞİZ?

Burak Nadir yazdı…

Hepimiz gün içerisinde stres dolu bir sürü an yaşıyoruz. Bunlar okulda yaşadığımız sıkıntılar, iş yerinde yığılan dosyalar, toplu taşımadaki rahatsızlıklar gibi türetilebilir. İnsan böyle anlarda yaşadığı her şeye bir ara verip bambaşka şeylere odaklanmak istiyor. Burada da öncelikli olarak sevdiği şeylere yani hobilerine yöneliyor.

Hobinin sözlük anlamı “kişinin işi, meslek uğraşı, asıl uğraşı dışında dinlendirici bir iş olarak yaptığı, oyalayıcı şey” olarak geçmektedir.

Burada hobiden kasıt fotoğrafçılık, görsel sanatlar, koleksiyonerlik, enstrüman çalmak, kitap okumak ya da müzik dinlemek tarzı aktivitelerdir. Kısacası kişi neyi yapmaktan zevk alıyorsa kendini oraya yöneltir. Hayatın zorlu akışının kapatma düğmesine basıp kendini tamamen özel alanına verir ve bu şekilde günün tüm yorgunluğunu atar. Zaten olması gereken sağlıklı insan davranışı da budur. Hobisi olmayan insan kendisini yeteri kadar tanımıyor demektir. Genel olarak bakıldığında bu tarz uğraşlar çok tatlı duruyorlar öyle değil mi? Kişinin kendini bir alana yönelterek orada ustalaşması da kişisel gelişim açısından oldukça olumlu bir adımdır.

Fakat gün geçtikçe hobilerimizle uğraşmak da bir hayli zor bir durum almaya başladı. Kurun fırlamasından dolayı zaten hiçbir şeyin fiyatı stabil durmuyor. Bugün 500 lira olan bir kalem seti 1-2 ay sonra 800-900 liraları kolaylıkla bulabiliyor. Bu örnek belki biraz basit gelmiş olabilir fakat bunun dur durak bilmeden devam etmesi hobilerimize ulaşılabilirliğimizi zorlaştırıyor. Ve bu sadece resim müzik gibi alanlarda değil, uğraş duyduğumuz her alanda kendini gösteriyor.

Hobinin çeşitli alanlarına karaborsacılar da girmiş durumda. En basitinden nadir bulunan bir aksiyon figürünün ya da model arabanın fiyatı mağazada 300-350 liralardayken “fırsatçılar” olarak tabir ettiğimiz karaborsacılar da ikinci el piyasasının dengesini çok bozuyor. Bahsettiğim bu insanlar mağazalardan ürünleri 300-400 liralara toplayıp çeşitli internet sitelerinde neredeyse 3-4 katı daha pahalıya ilana koyuyor. Bunları gören diğer satıcılar ya da potansiyel müşteriler de “Bu adam bu fiyata koyduysa ben daha pahalıya satarım.” deyip kendileri de yüksek fiyatlarda ilanlar açıyor. Böylelikle zincir bir şekilde ikinci el piyasası bozulmaya uğruyor.

Ve bunlar yetmezmiş gibi Ağustos ayının başında da yurtdışından gelen ürünlerin gümrük vergileri %18’den %30’a çıkarıldı. Hal böyle olunca bizi hobilerimizle buluşturarak iyi vakit geçirmemizi sağlayan fotoğraf makineleri, boya kalemleri, kulaklıklar, figürler, müzik aletleri ve daha pek çok ürün bizlerden gittikçe uzaklaşıyor.

Artık kendimize yeteri kadar vakit ayıramadığımız için günün yorgunluğu üzerimize daha çok oturuyor, daha gergin ve stresli hissediyoruz. Peki sizce hobilerimize ulaşmak gittikçe daha da zorlaşırken kendimize nasıl vakit ayıracağız, boş zamanlarımızı neler yaparak değerlendirip stresimizi nerelerde boşaltabileceğiz? Eskiden ulaşılabilir olan zevklerimiz pahalılaştıkça kendimizi görece daha ucuz uğraşlara yöneltmiştik. Şimdi her şey ateş pahası oldukça hayatın kapatma tuşuna nasıl basacağız? Ve başlıktaki soruyu yöneltiyorum: “Biz bu molayı nasıl vereceğiz?”

BU İÇERİĞİ OYLAYIN.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir