İnat etmek diretmek değildir, direnmektir.
Kararlılıktır.
Süregelen mücadeledir, var olmanın bir gereğidir.

Memleket için ayakta durup bir ağaç gibi, orman oluncaya kadar dik durmaktır. Üzerine vazife olmayan şeyleri de giyinip renklerimizi saklamamaktır. Yaratmakta ısrar etmektir. İddialı olmak değil illa, ısrarcı olmaktır.
Birliktir inat, beraberlik değil. Bir olanın beraber olmaya ihtiyacı yoktur. İnat budur.
Sıradanlık değil, sıranın dışında olmaktır. Kalabalıklar sessizken çığlık atmaktır, bütün gözlere çarpsın, bütün kalpler bir arada çarpsın diye.
Gerçeğin peşinde olmaktır inat, hakikate duyulan kara bir sevda değil, platonik bir aşk değil, onunla yaşayıp onunla nefes almaktır.

‘Bana deli diyorlar, desinler madem’ demektir.
‘Bu yol çıkmaz’ dendiğinde çıkacak bir yol bulmaktır.
Zihinlere kazınmak, gönüllere yerleşmektir inat.

Girdiğin yol önüne ne çıkartırsa çıkartsın başında neysen, sonunda da o olmaktır inat etmek.
İnat etmek inanmaktır. Dayatmak değildir. Sana dayatılanlara karşı bir dayanak noktası bulup dünyayı yerinden oynatmaktır.

Sen kimsin dediklerinde ‘ben geleceğim’ demektir inat etmek. Senin, çocukların, gençlerin, kadınların, ağaçların, bizim geleceğimiz, memleketin geleceği.
İnat korkmamaktır. Cesaretli olanların ve cesaretin ilk adımının korku olduğunu da bilenlerin buluşma noktasıdır. Birbirine dayanmaktır, omuz vermektir…

İnat bir kere başladı mı, işte o zaman kilometre taşıdır. Adım adım, bazen koşar adım bir yolculuktur, o yolculuğun sefer tasıdır…
İnat bir çizgi üzerinde ilerleme azmidir. İrade göstermektir.
Gerekirse beklemektir, utandırmaktır bekleneni.
Bir yağmur damlasına ilham olmaktır inat, sabırla düşsün yeryüzüne ve onun gibi saf olan her şeyi beraberinde gelmeye ikna etsin diye.

Bizler de bu inatı beraber büyütüp yaşatmak adına İnat Dergiyi kaleme aldık.
Sıralarımızdan kurduğumuz hayalleri ve umutları sizlerle paylaştık.
İki aylık gençlik dergimiz İnat ve İnat Blog olarak her yerde inadımızı göstermeye devam edeceğiz.